UKK
MEİ
USN
T-.
BLOG

Halil Cibran: Ermiş ve Meczup

Umut K. yazdı 19.11.2023 377 okunma ≌ 4 dk 0 yorum
YAZININ KÜNYESİ
Yazar
:
Umut K.
Son Güncelleme
:
19.11.2023
Okuma Süresi
:
≌ 4 dakika
Yorum Sayısı
:
Henüz yok
Okunma Sayısı
:
377 kez
YAZIYI PAYLAŞ
Geçtiğimiz hafta sonu bir fırsatını bulup kitap okuma alışkanlığım ile aramı düzeltme gayretine büründüm. Zayıflayan kitap okuma saatlerim, gün boyu ekran başında aktif vakit geçirmek zorunda olan bir mesleğe dahil olmamın herhalde yan etkisidir.

Uzun zamandır okumayı hedeflediğim Lübnan asıllı yazar Halil Cibran'ın Ermiş kitabını sipariş edecektim ki yanında bir de Meczup adlı eserinin de geldiğini gördüm. Bu bonus beni mutlu etti :) Okumaya hangisinden başlayacağımı düşünürken, aklımdakinin ilk sırayı almasına izin verdim ve başladım Ermiş'in sayfaları arasında gezinmeye. Öncelikle belirtmeliyim ki; Halil Cibran eserlerini okurken sayfaları çevirip çevirip geçmek gibi bir durumu doğru bulmuyorum. Sayfaların az oluşu bizi yanıltmamalı. Dil her ne kadar özenli çeviri ile karşımıza çıksa da anlam, anlatım gibi kavramlara önem veriyorsanız düşük vitesle ilerlenmesi gereken kitaplardır Cibran'ın eserleri. Bu durumu pekiştirmek için yazarımızdan kısaca bahsetmek gerek.
 

Halil Cibran, Lübnan'ın bir dağ kasabasında, 1883 yılında doğuyor. 12 yaşında ABD'nin Boston eyaletine göç ediyorlar annesiyle. İlk eserini Arapça yazsa da sonraki eserlerine İngilizce dili üzerinden devam ediyor. Avrupa Avangard Hareketi ilgisini çekiyor, sanat eğitimleri almaya başlıyor. Fazlaca içmesinden kaynaklandığı tahmin edilen bir karaciğer rahatsızlığı sebebiyle 1931 yılında, henüz 48 yaşında aramızdan ayrılıyor.

ERMİŞ (Emrah SERDAN çevirisi)

Halil Cibran'ın başyapıtı kabul edilebileceğimiz Ermiş kitabı 1923 yılına ait.  El Mustafa adlı ana karakterin -doğum yeri olan- Orphalese kentindeki halkla sohbetlerini içeriyor. El Mustafa'nın halk ile konuştuğu konu başlıkları farklılık gösteriyor. Kendisini, doğduğu kente götürecek olan Geminin Gelişi ilk bölüm iken Veda bölümü ile biten ve toplamda 28 hikayeciği içeren bir kitap Ermiş.

Bölümlerin tek tek adını verip sürprizi kaçırma niyetinde değilim ama kitapta ilgimi çeken bazı cümleleri size aktarmak isterim.
 

Hedefinize sağlam ve cesur adımlarla yürüdüğünüzde iyisinizdir. 
Ancak adımlarınız aksadığında kötü olmazsınız. 
Adımları aksayanlar bile geri gitmezler.
Ancak güçlü ve zinde olanlar, topalların önünde aksak adımlarla yürüyüp sonra buna merhamet demesin!
..................

Çok özleyen yine de az özleyene sormasın, "Niye bu kadar ağırdan alıyor, duraksıyorsun?" diye.
Çünkü gerçekten iyi kalpli olanlar çıplak gezene, "Kıyafetlerin nerede?"; evsize de, "Evine ne oldu?" diye sormaz.
..............

Ahlakını üzerinde en güzel giysisi gibi taşıyan çıplak dolaşsa yeridir.
...............

Tanrı'yı tanımak istiyorsanız bilmece meraklılarından olmayın.
Çevrenize bakmakla yetinin, O'nu çocuklarınızla oynarken göreceksiniz.
Evrene bakın; O'nun bir bulutun içinde yürüdüğünü, şimşekle kollarını uzattığını ve yağmurla yeryüzüne indiğini göreceksiniz.
Çiçeklerde gülümsediğini, ağaçlarda ellerini kaldırıp salladığını göreceksiniz.
...............

Hep daha ıssız olan yolu arayan biz gezginler, hiçbir güne bir başka günü bitirdiğimiz yerden başlamayız; hiçbir gündoğumu bizi günbatımının bıraktığı yerde bulmaz.
Yeryüzü uyurken bile yol alırız biz.

MECZUP (Emrah SERDAN çevirisi)

Halil Cibran'a ait diğer bir eser olan Meczup, önceki bahsettiğim eser olan Ermiş'e göre daha ağır. İsminden de anlaşılacağı gibi daha soyut bir dünya, bir yaşam şekli anlatılıyor. Birbirinden bağımsız diyebileceğim 34 hikayecikten oluşan eserde genel olarak Tanrı ve felsefe kavramları üzerinde durmuş yazar. Bazen bir köpeğin bilgeliğini konu alırken bazen de keşişler, gök bilimciler gibi toplumun farklılık gösteren grupları işlenmiş.

Kitaptan kısa alıntılar ile ilgimi çeken cümleleri paylaşmak isterim.

Meczupluğumda hürriyeti ve huzuru buldum.yalnızlığın hürriyetini ve anlaşılmamanın huzurunu; bizi anlayanlar içimizdeki bir şeyi de esir alırlar çünkü.
Yine de huzurum fazla mağrur etmesin beni. Birr hırsıza hapisteyken kendisi gibi bir hırsız dahi dokunamaz.
..........

Hüznüm ve ben şarkı söylemeyegörelim. Bütün komşularımız cama çıkar, ikimizi dinlerdi; şarkılarımız deniz kadar derin, ezgilerimiz tuhaf anılarla dolu olurdu.
..........

Sonra neşem doğduğunda onu kollarımın arasına aldım, dama çıkıp seslendim: "Gelin, ey komşular, gelin de bugün dünyaya gelen neşeyi görün! Gelin ve güneşin altında kahkahalar saçan bu mutlu varlığa bakın!"
Ama komşularımdan biri bile gelip neşeme bakmadı, hayret içinde kalakaldım.
 


 

Yorumlarıyla Katkıda Bulunanlar

Henüz bir yorum bırakılmadı
Önemseniyorsun. Fikrinle, yorumunla katkı sağla!
Seni önemsediğimiz gibi topluluk kurallarını da önemsiyoruz. Lütfen yorumunu yazarken empatiyi ve anlayışı elden bırakma.
500 karakter yazabilirsiniz.
Web sitesi hizmeti
Dijital dünyanızın itici bir güç tarafından

harekete geçirilmesi

gerekiyorsa...